Sultanım (Din İçin
Çalıştın)
Din için çalıştın geçtin serinden
Burcu burcu misk kokardı terinden
Erenköy'de bulamadım yerinde
Ah çeker ağlarım canım Sultanım
İlm-i Ledün olan gece yatmıyor
Mevsimi gelmezse meyve bitmiyor
Erenköy'ün bülbülleri ötmüyor
Bülbüller yas tutar canım Sultanım
Görüşmek isterim ehl-i zatınan
İhtiyarım ben gidemem atınan
Burda göç etmişsin Sultan katına
Giderim izine canım Sultanım
Döner yalan dünyanın çarkı dolabı
Çok severim Muhammed'i Çalab'ı
Gaziantep Kilis geçsem Halep'i
Giderim izine canım Sultanım
Şam-ı Şerif, Ürdün, geçsem mahane
Evliyalar Sultanı yavru şahane
Duyulur ismin bütün cihane
Giderim izinde canım Sultanım
Ağlar Müridlerin yoluna bakar
Senin âşkın benim ciğerim yakar
Medine şehri mis gibi kokar
Giderim izine canım Sultanım
Dervişler hü çeker leyl-ü neharda
Ötüşür bülbüller vakt-i seherde
Gonca güller çiçek açar baharda
Soldu çiçeğimiz kaldı Sultanım
Dolaşır ervahın Cennet Bağında
Gelmiş has Melekler durmuş sağında
Soldu çiçeğimiz şubat çağında
Çaresiz derdimiz canda Sultanım
Varınca da yaşlanırdım koluna
Canım kurban olsun senin yoluna
İncinmez kimseye tatlı diline
Gayet kibar idi dilin Sultanım
Gelir ziyaretine hem Cinnieri, Peri,
Erenler Sultanı büyük din eri
Matemini tutar Konya, Kayseri,
Herkes matem tutar sana Sultanım
Yatıp uyumadın sen leyl-ü nehar
Geçti kış ayları geliyor bahar
Matemini tutar Yozgat, Kırşehir,
Sana matem tutar dağlar Sultanım
Arabistan Çölü bir kumlu arsa
Geçti Müridlerin Erzurum, Kars'a,
Tutar matemini İstanbul, Bursa,
Akmadı ırmaklar durdu Sultanım
Dertli Nebioğlu'ydum severdin beni
Sıkmasın topraklar şu nazlı teni
Cennet-i Âlâda aradım seni
Cennet-i Firdevs yerin Sultanım
Bütün Alimler sana yaslandı
Bağlar matem tuttu dağlar puslandı
Selâ verip Hâkk nidası seslendi
Melekler indi gökten sana Sultanım
Hakîkat Sultanı hakîkat Şeyhi
Vardı sende hem ilim nehri
Şubat on iki vakit sahi
Değiştin dünyayı canım Sultanım
Dünyayı değiştin ruhun ölmez
Senin ihvanların ağladı gülmez
Sen gibi Sultan bir daha gelmez
Sen büyük Mürşitsin Sultanım
Medine Şehri Mekke'den beri
Burcu burcu kokar mis gibi teri
Mürşid-i Kâmilsin sen bir din eri
Çekilir semaya terin Sultanım
Adana'nın yerlisi Camisi ulu
Allah'a gider doğrudur yolu
Dilerim Allah'tan solmasın gülü
Bu sene soldu gülüm Sultanım
Medine Şehri gayeten güzel
Nebiler ervahı içinde gezer
Evliyalar ervahı gölünde yüzer
Gayeten geniştir gölün Sultanım
Hesab-ı Memursun sen bir Kâtipsin
Cedd-i sülâlede aslan Hatipsin
Hem Mürşit hem Aktap kutupsun
Bellidir yerin canım Sultanım
Benim gönlüm seni görmek kastine
Elin tutsam öpsem nûrlu destine
Yüzüm sürsem hırkasına, postuna,
Burcu burcu kokar gülün Sultanım
Âşık Hasan der ki hem yanar içim
Çoktur isyanım günahım suçum
Bağlandı bagajım yüklendi göçüm
Varıyorum yanına canım Sultanım |