|
Yolculuk Destanı
Yine gönül kuşu çıktı gurbete
Arayıp bulmalı bir kafadarı
Şu Anadolu'yu başlıyak methe
Gazi Ankara'da kılak kararı
Dokuz yüz kırk iki bindim trene
Bir de sağlık ile Kars'ı görene
Maşallah lokomotif sürene
Sarıkamış kıştan var intizârı
Soğanlı dağları çok acı eser
Soğuktur ayazı insanı keser
Tipi kar kış boran her yanı basar
Meşhurdur dilde söylenir zemheri
Kocalmaz hiç sana varan Erzurum
Görünce iy'oldu yaram Erzurum
Kucağına şehit saran Erzurum
Tarihte nam vermiş mert dadaşları
Erzincan'a vardım hâllarım yaman
Yolumu bağladı pus ile duman
İleri varmaya kalmadı derman
Temelli kalmaya verdik kararı
On beş gün tamamı hareket ettim
Öğle üzeriydi Kemah'a yettim
Şehit Meleklere niyaza gittim
Dediler buradır onun mezan
Çetinkaya zahmet verdi pek bize
Çok feryad eyledim bakan yok söze
Gece yansında indik bir düze
Dedim Malatya'yı gezelim bari
Etrafta görünür hep ulu dağlar
Kara kış içinde bu çeker ağlar
Verimli ovalar gülistan bağlar
Battal Gazi buranın yâri gari
Şu sokaklar geniş geniş geçilir
Suları soğuktur az az içilir
Büyük küçük birbirinden seçilir
Küçüğün büyüğe vardır sayarı
Ahalisi güleç misafirperver
Büyük küçük erkek kadın ne ki var
Sorarsan öğretir gelir beraber
Engin gönülleri yoktur gubarı
Pazarcık'a vardım geniş ovalar
Yetişmiş çimenler otlar davarlar
Gönlü ferah verir şirin yuvalar
Şenliği düzeldir bahçeyi ban.
Gece yansında gör Fevzi Paşa
İsmi üzerinde sen binler yaşa
Vatan âşkıyla ben gelmişem cuşa
Hiç de fark etmedim leyl-ü neharı
Gördüm Seyhan nehri çağlayıp gider
Hazin hazin akıp ağlayıp gider
Yasın yüreğimi dağlayıp gider
Sen de Hâkk yoluna kurban ol gayn
Gördüm Adana'yı aklım bayıldı
Gezdim çarşısını fikrim ayıldı
Sanki gökten yere yıldız yayıldı
Pınl, pınl, gördüm bu koca şarı
Sorsan Adana'yı bir ulu yazı
Bahçeye dökülmüş gelini kızı
Âşık ne durursun al ele sazı
Yine hatırladım bizim Ağyâr'ı
Etrafta birleşik köyleri gördüm
Yenice gannda eğlendim durdum
Çokluğu ile gelmiş gelin kız gördüm
İçinde var idi bazı dulları
Pozantı'dan geçtim Ulukışla'ya
Yâradan'ım keremin bağışlaya
Âşık coşa gele methe başlaya
Ağ ile yapılmış ana diyarı
Tan yeri atmadan Bor'a ulaştım
Niğde'yi görünce Cennet'e düştüm
Tam bir buçuk saat orda eğleştim
Meşhurdur söylenir Bor'un pazarı
Nûr içinde parlak yanan Kayseri
Cennet'i okşayan ceran Kayseri
Vermişsin cihana hoş nam Kayseri
Semaya sed çekmiş fabrikaları
Aldım sazı ele dünyayı gezdim
Kırıkkale'ye de bir destan yazdım
İçimde hem sevinç hem duygu sezdim
Dünya boyu dursun Türk'ün asarı
Senin istediğin vardır Cevlani
Şimdi Kars düzleri kardır Cevlani
Gönülün çektiği zardır Cevlani
Kısmetimin Ankara'dır güzârı |
